Son zamanlarda bitkilerin iyileştirici gücü yeniden keşfedilmiş gibi görünse de, aslında insanlar asırlar öncesinde doğanın bu faydalarından yararlanmaktaydı. Tıbbın ilerlemesiyle bitkilerin faydaları göz ardı edilmiş olsa da, soğuk algınlığından depresyona kadar birçok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir. Örneğin, marketlerde satılan yağ, jel, cilt kremi ve sabun gibi kozmetik ürünlerin pek çoğunun içinde bitki özleri bulunur. Cildi iyi eden, yaşlanmayı geciktiren bitkiler doktora danışılarak kullanılabilir. Doğadan bize aktarılan bu bitkileri sıralayalım.

Ginseng, cildi gençleştirip canlandırmaya yardımcı olan çok güçlü bir bitkidir. Sinir sistemine ve kan dolaşımına iyi gelen bileşenler içerir. Cilt bakımı için kullanıldığında birçok losyon, nemlendirici ve cildin esnekliğini artırıcı kremlerin içerisinde bulunur ve antioksidan özelliğe sahiptir. Ginseng içeren ürünlerin 30 yaşın altında kullanılmaması tercih edilir.

Papatya, ciltteki yaşlanmaya karşı birebirdir. Ciltte egzama, kaşıntı ve birçok alerjik rahatsızlığa iyi geldiği bilinir. Şişkinliği alır ve cildi temizlemeye yardımcı olan çok iyi bir tonik özelliği vardır. Yan etkileri de görülmemektedir.

Biberiye, cildi sıkılaştırıcı etkisiyle bilinmektedir. Kan dolaşımını artırır ve ciltteki şişkinliği alır. Biberiye, cilt renginin iyileşmesini de sağlar, toksinlerin vücuttan atılmasını ve besinlerin cilde kolayca emilmesini sağlar. Biberiye, antibiyotik özelliği ile egzama, sivilce ve deri iltihabı gibi hastalıklara iyi gelir. Fakat biberiye yağında çok güçlü uyarıcılar olduğu için kronik hastalığı olan kişiler kullanmamalıdır.

Ekinezya, bağışıklık sistemine faydalıdır ve genellikle kış çayı olarak kullanılır ve soğuk algınlığına iyi geldiği bilinmektedir. Bu bitki mor ve pembe renkte çok yıllık bir bitkidir. Sivilce tedavisinde de kullanılır ve yan etkisi görülmemektedir.

Lavanta, genelde Akdeniz bölgesinde yetişen hoş kokulu bir bitkidir. Birçok kozmetik üründe ve deterjanlarda kullanılmaktadır. Antiseptik özelliğe sahip olan bu bitki, iltihapları kurutur ve cildi yumuşatır. Böcek ısırmaları ve cilt yanıklarına iyi gelir. Ayrıca baş ağrısına, uykusuzluğa ve saç dökülmelerine iyi geldiği bilinmektedir.

Gül suyu, yüz temizleme özelliğine sahiptir. Cilde canlılık verir ve cildin tazelenmesine yardımcı olur.

Sarı kantaron, ciltteki lekelenmelere iyi gelir ve hücreleri yeniler. Sarı kantaron yağını sürdükten sonra güneşe çıkılmamalıdır.

Bu bitki özlerini kullanmadan önce vücudun bu bitkilere karşı alerjisi olup olmadığı test edilmelidir. İlk önce elimizde denemeliyiz. Hamileler, bebek emzirenler ve düzenli ilaç kullananlar doktora danışmadan bu bitkileri kullanmamalıdırlar.